Şehit Öğretmen Necmettin Yılmaz Anısına

Şehit Öğretmen Necmettin Yılmaz Anısına
      Öğretmenlik, o kadar kutsal bir meslek ki yaşamadan anlayamazsın. Ben de yaşamadım ama babam öğretmen. Hem de en kıymetli branşlardan biri. İlkokul öğretmenliği. Bir insanın şekillendiği dönemde yani okula başladığı dönemde ilk tanıştığı kişi. İlkokul öğretmeni. Bu yüzden de asla unutulmayan öğretmen. Çünkü ilk tanıştığın kişi ve belki de seni şekillendirecek gelecekteki sen olmana yardımcı olacak kişi.
     Bir gün mezun oluyorsun. Sonra atanıyorsun. Ülkenin en uzak yerine, bilmediğin bir yere ataman çıkıyor. Her şeyi geride bırakıp hiç görmediğin, ismini bile ilk kez duyduğun bir yere gidiyorsun. Hiç tanımadığın çocukların sana ihtiyacı var. Eğitime açlar. Yahu tanımadığın birisinin sana ihtiyacı nasıl olsun ki? Seni tanımayan daha önce hiç görmemiş çocukların sana nasıl ihtiyacı olsun ki? Olur, olur çünkü sen bir öğretmensin. 
       Bir köy okulu. Çatısı hasarlı, duvarları boyasız, pencereler kırık, ıssız bir köy okulu ve çok uzaklarda olan o köy seni bekliyor. O çocuklar seni bekliyor. Sen bir çantayla köyün girişine geliyorsun. Soruyorsun nerede okul diye. Hoşgeldin hocam diyor köylüler. Gösteriyorlar okulu adımını bahçeye atıyorsun. Çocuklar koşarak sana geliyor. Soğuk bir memlekettesin belki ama sana gülen yüzler sıcacık. Başlıyorsun ilk günden. Sobayı kuruyorsun. Tek katlı küçük bir okul bir oda lojman diğer oda sınıf. Her şeyi baştan yapıyorsun. Çatı tamiri, soba kurulması, pencere tamiri en sonda duvarlar boyanıyor. Öğrencilerle, köylülerle birlikte halloluyor her şey. El birliği oldukça bütün sıkıntılar giderilmez mi zaten? Okulun ilk gününe her şey yetişiyor. Dersler başlıyor. Önce sonbaharda dökülen yapraklar ardından sert geçen kış sonra açan çiçekler, güller. İşte geldi çattı yaz ayı. Bir senesi daha bitti öğretmenin doğu görevinden. Herkesten, her şeyden uzakta, ailesinden, eşinden dostundan uzakta bir hayat. Sadece o güler yüzlü sıcacık kalpli çocuklarla geçen yıllar. Ne kadar kıymetli. Birine bir şey öğretmek. En kıymetlisi bir çocuğa hayata atılan adımda o adımı attırmak. Okuma yazma öğretmek, eğitmek ne kadar kıymetli. Seni asla unutmayacak olması ne kadar kıymetli. Okumak, öğrenmek kıymetli. 
     Öğretmen işte bu yüzden çok kıymetli. Hayatını başkasına adayan bir meslek. Birileri öğrensin diye kendi yaşamından vermek. Bir çok öğretmen memleketlerinden uzakta yaşayarak öğrencilere bir şeyler kazandırmak için hayatlarını adadılar ve zamanında bir çok öğretmen Doğu'da, Batı'da, Kuzey'de ve Güney'de çalışırken memleketlerinden uzakta terör örgütleri tarafından şehit edildiler. Sırf çocuklar ilimden uzak kalsınlar, bu ülkeye yararlı evlatlar olmasınlar diye. Bilim öğrenip ülkeyi daha ileri seviyeye taşımasınlar diye. Sırf eğitime aç kalıp cahil kalsınlar diye bir çok öğretmen meslekleri uğruna dağ kaçırılıp, işkence edilip şehit oldular. Bugün onlardan biri adına yazıyorum bu yazıyı. 
     Görev yaptığı Şanlıurfa Siverek'ten memleketi Gümüşhane'ye giderken PKK'lı teröristlerce kaçırılan ve şehit edilen öğretmen Necmettin Yılmaz anısına yazdım bugün. Gencecik yaşında her şeyi, herkesi, en başta ailesini geride bırakarak gitmişti başka memlekete. Sırf çocuklar ilimden uzak kalmasınlar diye. Tek suçu öğretmekti, öğretmen olmasıydı. 
Necmettin öğretmenin şehadetinin ardından 3 yıl geçti. O günden bugüne anısı kalplerden, adı diller düşmedi. Dualarla anılan şehit öğretmenin adı, Milli Eğitim Bakanlığınca Siverek'teki görev yaptığı okul, Torul'daki imam hatip lisesi ile yurdun çeşitli yerlerindeki kütüphanelere ve Tunceli'de bir bulvara verildi ve biz asla onu ve onun gibi eğitim uğruna şehit olan nice öğretmenlerimiz unutmayacağız. Anlattığım hikaye bir çok öğretmenin yaşadığı hikayelerden birisi. Siz eğitim uğruna yaşayan güzel insanlar iyi ki varsınız hep var olun. Mekanın cennet olsun Necmettin Öğretmen. Işıklar içinde uyu. Ruhun şad olsun.
Yazar: Buğra Akçakoyun

Popüler

Neyleyim

İYİ VE GÜZEL İNSANLARIN NESLİ TÜKENİYOR

Yalnızlar Limanı